14 Kasım 2011 Pazartesi

Acentenin Değeri Kasko Hasarda Öne Çıkıyor.

Generali Sigorta Genel Müdürü Mine Ayhan’la bu ay sigorta poliçeleri hazırlanırken göz önünde bulundurulan öncelikleri ve müşterilerin kasko, konut veya diğer poliçesi satın alırken dikkat etmesi gereken hususları konuştuk. Konuyu fiyatlama ve poliçe şartlarının doğru hazırlanması olmak üzere iki ana başlıkta inceleyen Ayhan, hasar sürecinde bir sorun yaşanmaması için bu iki maddenin önemine dikkat çekti. Fiyatlama ve poliçe şartlarını doğru oluşturduktan sonra sigortalıların hasar sürecinde sorun yaşama olasılığının kalmadığını söyleyen Ayhan, “Acentelerimizin her müşteriye zaman ayırarak ürünün kapsamını detaylarıyla anlatması oldukça büyük önem taşıyor. Sigortalılar tüm bu süreçleri iyi bir danışmanlık ile sonuçlandırırsa, hasar anında zaten ürünü kendisi de iyi tanıyor olacak. Bu nedenle beklentilerinin karşılanmaması gibi bir sorunla da karşılaşmayacaktır” dedi. Sigorta şirketlerininse hasar anında verdikleri hizmet hızı ve kalitesiyle ön plana çıktığını belirten Ayhan, “Bu süreçte, proaktif davranıp hasarı hemen çözüme kavuşturan, hızlı karar verebilen, hareket kabiliyeti yüksek şirketler, sigortalı gözünden her zaman bir adım öne çıkıyor” diye konuştu.

‘DÜŞÜK FİYATLI POLİÇE EN İYİ POLİÇE MANTIĞI YANLIŞ’
Sigorta şirketleri için üretim sürecinde önceliğin, müşteriye doğru poliçeyi hazırlamak ve teklif aşamasından hasar aşamasına kadar her süreçte kaliteli hizmet sunabilmek olduğunu söyleyen Ayhan, “Fiyatlama konusunda riske göre fiyatlandırma yaparak iyi riske iyi fiyat, kötü riske ise iyileştirme önerileriyle birlikte daha başka bir fiyatlandırma yapılması hem müşteri hem de şirketlerin menfaatine bir yaklaşım olacaktır” dedi. Vatandaşın teklif aldığı poliçelerdeki teknik ayrıntıları incelemeden önce, sigorta teklifleri arasındaki uçurum farklarını irdelemesi gerektiğini belirten Ayhan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugüne kadar sigortalılar en düşük fiyatlı poliçe en iyi poliçe mantığı ile çok poliçe satın aldılar. Ancak bu durum sadece bir yıllık poliçe süresi ile değerlendirilmemeli. Bir poliçe yapılıyor ve her sene belli dönemde yenileniyor, yeniden fiyatlama yapılıyor. Sigorta şirketlerinin bu yıl belirledikleri düşük primlerin gerçekleşen hasarlar karşısında yetersiz kalması durumunda bir sonraki yıl sigortalının beklentisinin üzerinde prim hesaplamaları çıkabiliyor. Sigortanın uzun süreli bir hizmet türü olduğu göz önüne alındığında, sigortalılar seçimlerini fiyat odaklı değil hizmet odaklı yapmalılar. Hizmet süreçleri ve kalitesi sigortalılar için belirleyici unsur olmalı.”

‘MÜŞTERİYE EKLEMEK İSTEDİKLERİ RİSKLERİ SORUN’
Sigorta yaptırırken dikkat edilmesi gereken diğer bir önemli konunun da poliçenin içerdiği teminatlar olduğunu ifade eden Ayhan, “Poliçenin hangi riskleri koruma altına aldığı da çok önemli. Temel teminatları her poliçe sunabiliyor, ancak biraz daha detaylandırıp özel ek teminatlar eklendiğinde, küçük limitlerle her ayrıntının düşünülmüş olması sigortalanma sürecini mükemmel kılar” dedi. Konut poliçesiyle örnek veren Ayhan sözlerini şöyle noktaladı: “Bir konut poliçesinde yangın, hırsızlık, doğal afetler gibi temel risklerin yanında, misafirlerin eşyaları, bahçe duvarları, komşulara verilebilecek zararların karşılanması gibi teminatların bulunması uzun süreli sigortalı-sigortacı ilişkisini perçinliyor. Bu bağlamda acentelerimize önerim, bir poliçeyi satarken sigortalının poliçeye dahil edilebilecek tüm ek teminatları da almalarını sağlamaları. Sigortalılar çok uygun primlerle akıllarına bile gelmeyecek riskleri sigortayla güvence altına alabilirler. Acentelerimizin sigortalılara ürünü detaylı bir şekilde anlatması, sigortalıların istedikleri ek teminatları belirlemesi ve böylelikle daha sağlıklı bir poliçe oluşturmalarını sağlayacaktır. Bu süreç de dolaylı olarak hasar anında müşteri memnuniyetinin oluşmasını sağlayacaktır.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder