5 Kasım 2011 Cumartesi

Kasko' nun Önemi Depremde Anlaşılıyor.

‘SİGORTA FELAKETLERİN OLUMSUZ ETKİLERİNİ TELAFİ İÇİN VAR’
Son olarak yaşanılan Van depremiyle ilgili sektör olarak amacın bu tür felaketlerin zararlı sonuçlarını mümkün olduğunca çabuk ve doğru olarak telafi etmek olduğunu kaydeden Ayhan, bu tür felaketler sonrasında  genellikle sigortalılık oranında bir artış yaşandığına dikkat çekti. Ayhan konuyla ilgili şöyle konuştu: “Özellikle DASK gibi zorunlu konut sigortasında sigortalılık oranının henüz % 27 düzeyinde olmasını da dikkate alarak vatandaşlarımızın çok düşük primler ödeyerek malvarlıklarını koruma altına almalarını sağlamak üzere tüm tedbirlerin bir an önce alınması gerekli. Maalesef vatandaşlarımız bir zorlama olmadan zorunlu da olsa poliçe almak istemiyor. Bu zorlamayı sağlayacak bir mekanizmanın ivedi olarak oluşturulmasında fayda var. 2011 yılı içinde ülkemizde ve tüm dünyada pek çok doğal afet yaşandı. Van bölgesindeki deprem sonrasında; Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), 534 kişinin öldüğünü, 1650 kişinin yaralandığını, 185 vatandaşın da enkazdan sağ çıkarıldığını bildirdi. Van Valisi Münir Karaloğlu, 2 bin 200 konutun kullanılamaz halde olduğunu, köylerde henüz bir çalışmanın olmadığını belirtti.  Tüm bu sonuçların sigorta sektörüne neler getireceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak bir siorta şirketinin yöneticisi olarak şunu söyleyebilirim, sigortacılık sistemi bu tür felaketlerin olumsuz etkilerini  telafi etmek üzere var.”
Türkiye’de birçok sigorta şirketi hâlâ 10 yıl öncesinin risk haritaları ve hasar tahmin raporları ile fiyatlama yaptığını belirten Ayhan, bu hesaplamaların karşı karşıya kalınan risklerin değişkenlik göstermesiyle beraber 10 yıl içerisinde çok değiştiğini vurguladı. Bu tür felaketlerin sigorta şirketleri tarafından öngörülebilir felaketler olduğunu söyleyen Ayhan, “Şirketlerin kârlılıklarında olağanüstü bir dalgalanma olmaması için gerekli tüm korumalar satın alınmış ve rezervler ayrılmıştır. Dolayısıyla kârlılık üzerinde çok önemli miktarda bir olumsuzluk ortaya çıkmayacaktır. Felaketlerin bu kadar sık yaşanmasıyla sigorta sektörünün 2011 kârlılığının da etkilenmesi kaçınılmaz. Ancak hala oto dışı sigortalarda özellikle işyeri ve konut sigortalarının sayıca azlığı sebebiyle sel ve deprem gibi felaketlerin ardından en büyük sıkıntıyı sigorta şirketlerinden ziyade sigortasız vatandaşlarımız yaşamaktadır” diye konuştu.

‘ÖNLEMLER HÂLÂ YETERLİ SEVİYEDE DEĞİL’
Van depreminin Türkiye’nin felaketlere hazır olmadığını bir kez daha gözler önüne serdiğini belirten Ayhan, felaketlerin zararlı sonuçlarını azaltıcı koruyucu önlemlerin olmadığının da ortaya çıktığını söyledi. Ayhan sözlerini şöyle noktaladı: “Türkiye’de özellikle yakın gelecekte 1999 yılında yaşadığı en büyük felaketlerden biri olan Gölcük depreminin ardından toplumun tüm kesiminde, okullarda, halkevlerinde, meslek odalarında, özel şirketlerde ve daha pek çok kurum ve kuruluşta bilinçlendirme çalışmaları yapılmaya başlandı. Özellikle  inşaat sektöründe önemli gelişmeler yaşandı. Yapı imar izinleri ve ruhsat süreçleri güçlendirildi ve bu konudaki denetim arttırıldı. Yerel yönetimler bu konuda bilgilendirildi, 1999 depreminden sonra inşa edilen yapılar daha sağlam temeller üzerine kuruluyor. Ancak hala önlemlerimiz yeterli seviyede değil.  Küresel ısınma, çevresel kirlilikler ve benzeri durumlar sebebiyle iklimler değişiyor, jeolojik gelişimini tamamlamayan topraklarda evler, işyerleri, okullar, hastaneler inşa edilerek yaşam alanları oluşturuluyor. Ancak altyapısı ve önlemleri yetersiz seviyede olan bu yapılanma, geçtiğimiz hafta sonu Van’da yaşadığımız deprem gibi bir afetle yerle bir olabiliyor. Alt yapı ve yapı stoğumuzun iyileştirilmesi için artık zaman geçirmeden tedbir almamız gerektiğini düşünüyorum.”

Kasko deprem teminatı var ise hasarı öder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder