17 Ekim 2011 Pazartesi

Trafik Sigorta Primlerinde Arttırıma Gidilebilir

İlgili kanunun 59. maddesinde ‘Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı’ndan Sosyal Güvenlik Kurumu’na aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenir’ ifadesine dikkat çeken Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, “27.08.2011 tarih ve 28038 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak  yürürlüğe giren yönetmeliğin ‘paylaşım’ başlıklı 5. maddesinin 6. fıkrası,’Müsteşarlık bu yönetmelik ekinde belirlenen aktarım konusu tutarı, kanun ile belirlenen sınırlar dahilinde, yüzde 50’sine kadar artırabilir veya azaltabilir. Söz konusu belirleme ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı yapılabilir’ şeklindedir” dedi. Geçici 1. madde kapsamında, geçmişe dönük olarak yapılacak aktarımlarda şirketten şirkete farklılıklar olmasını normal olarak değerlendiren Su, şirketlerin üretimleri doğrultusunda pay üstleneceklerini belirterek konuyla ilgili şunları söyledi: “Buna göre yeni kurulan şirketler geçmişe dönük yükten daha az pay alacaktır. Geçmişe dönük hesaplama yapılırken 19.01.2004-25.02.2011 dönemleri arasındaki Sigorta Denetleme Kurulu Raporu’ndaki bedeni tazminat tutarları dikkate alınacaktır. Buradaki sorun, Sigorta Denetleme Kurulu Raporu’ndaki bedeni tazminatların sadece tedavi giderlerini kapsamaması, içerisinde ölüm ve maluliyet tazminatlarının da bulunmasıdır. Toplam bedeni tazminatlar içinde ölüm ve maluliyetlerin ağırlığı oluşturduğu dikkate alındığında alınan oranın tedavi giderlerindeki paya yakın bir oranı vermeyeceği düşünülmektedir.”

‘SİGORTACILIK PRENSİPLERİNE UYGUN DEĞİL’
Mevcut düzenlemeye göre artık trafik kazası geçirmiş ve kaza sonrasında tedavi hizmeti almış kişilerin, kusurlu tarafın zorunlu sorumluluk sigortasına başvurarak ilgili poliçe teminatı kapsamında zararının tazmin edilmesini talep edemeyeceklerini söyleyen Su, tedavi masraflarına ilişkin giderlerin SGK tarafından karşılanacağını belirtti. Su yönetmeliğin ‘aktarımın sonucu’ başlıklı 8. maddesinin 2. fıkrasına dikkat çekerek, “Bu yönetmelik çerçevesindeki sağlık hizmet bedelleri için Zorunlu Trafik Sigortası, Zorunlu Taşımacılık Sigortası ve Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası çerçevesinde sigortalı olan kişilerden ayrıca talepte bulunulamaz şeklindedir” diye konuştu.
Su, “Bu uygulamayla kusur ve sorumluluk değerlendirmesi yapılmaksızın tüm tedavi masraflarının SGK tarafından karşılanacak olup, kendi kusuruyla yaralananların tedavi giderlerinin zorunlu sigortalar kapsamında sigorta şirketleri tarafından devredilecek primlerle karşılanacak olması sigortacılık prensiplerine uygun gözükmemektedir. Ayrıca kusuru olmaksızın yaralananların kendisine zarar verenlere başvurma hakkının ellerinden alınmasının, mevzuat ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde mümkün olmadığını düşünüyorum” dedi.

‘TRAFİK SİGORTASINDA PRİM ARTIRIMINA GİDİLEBİLR’
Uygulamanın bu yıl sektöre 250 milyon lira ilave yük geleceği yönündeki görüşlere olan yorumlarını sorduğumuz Su, “Trafik sigortasında yaşanan fiyat rekabetinin devam edeceği öngörülmekle birlikte sigorta şirketlerinin, teknik kârlılıklarını korumak adına trafik poliçelerinde prim artışına gitmeye zorlanacakları düşünülmektedir. Bu değişikliğin sektöre getireceği yükü hafifletmek üzere Hazine Müsteşarlığı tarafından, trafik sigortası eşik primlerinin artırılması yönünde bir değişikliğe gidilmesi de mümkün olabilir. Trafik kazalarında tedavi masraflarının poliçe ve kusur sorgulaması yapılmadan SGK tarafından karşılanıyor olmasının, tüketici cephesinde sigorta yaptırmama eğilimini de artırabileceği kanaatindeyiz” diye konuştu.
SGK’ya yapılacak prim aktarımı sonrasında sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının tedavi teminatı kapsamındaki yükümlülüklerinin sona erdiğini belirten Su, “Dolayısıyla trafik kazası sonucu yaralanan veya sakat kalanların özel bakım hizmetleri ve protez gibi harcamalarının da SGK tarafından karşılanması gerekmektedir” dedi. Su, taraf olunan uluslararası anlaşmalar dikkate alındığındaysa söz konusu uygulamayla zarar görenin, zarar verene ve onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacıya başvurma hakkının kalıp kalmadığının tartışmalı bir durum olduğunu söyledi. Su sözlerini şöyle noktalandırdı: “Bu durumun dava konusu olması halinde zarar veren ve sigortacı açısından mahkemelerin nasıl bir değerlendirme yapacağını öngöremiyoruz.”

1 yorum:

  1. başarılarınızın devamını dilerim Sigorta yazınız gayet başarılı.

    YanıtlaSil